Şeytan Tüyü Var Sende

• Yayın Hakkında
• Özellikler
• Yorumlar
• İlave Dosyalar
• Satış/Tedarik

Kapat

---

  SEDA DİKER
  Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Seda Diker, 9 yıl bankacılık yaptı. 2001 yılında yurtdışına taşındı. New York'ta yaşarken New York Awareness Center'da ClinicalHypnotherapy eğitimi aldı. Orada yaşadığı süre boyunca NorthernWestchesterHospital ve New York PresbyterianHospital bünyesindeki uluslararası departman ile işbirliği yaparak kanser ve tüp bebek hastaları ile çalıştı. Duygusal destek ve ağrı kontrolü üzerine yardımcı çalışmalar yaptı. 2007 yılında Türkiye'ye döndü. İstanbul Maltepe Üniversitesi'nden Yaşam Koçluğu diploması aldı. O tarihten bugüne ilişkiler, dişilik, aşk, ayrılık acısı, flört ve kundalini üzerine koçluk yapıyor.
  
  
  Ego, olumsuz duyguları sever. Onlardan beslenir. Melankoli, melodram, abartılı sahnelerden hoşlanır. Çünkü kişi acı çekmekten hoşlanmayacağı ve bundan kaçınacağı için, içindeki İlahi Sevgi'yi ve Yaradan'ın varlığını bulamadan yeniden egoya başvuracaktır. Ve biz bu duyguları yaşadığımız durumla özdeşleştiririz. Karşımızdaki kişiyi kontrol etmeye, durumu manipüle etmeye çalışır hayat enerjimizi boşa harcarız. Bütün bunlar, ilişkimizi daha da kötüye götürmekten başka bir işe yaramaz.
  
  Herkes ikiz ruhunu arar. Bu dünyada ikiz ruh deyince, mükemmel, eksiksiz, birbirimize sonsuz doyum ve tamamlanmışlık hissi vereceğimizi düşündüğümüz kişiyi düşünüyoruz.
  Oysaki, gerçek bir ikiz ruh, kişinin kendi ruhsal tekâmülünü hızlandırabilmesi için, hatta kendi karanlık yanlarını fark edebilmesi için ona kusursuz bir ayna görevi gören biridir.
  Bu kitap, hoşlandığın insanda ve kendinde, gerçek sevgiyi, güveni, aşkı, heyecanı ve bir ilişkiye dair tüm güzel duyguları oluşturmak sanatını öğretmek için yazılmıştır. Bu kitapta, duygu oluşturma sanatını anlatan gerçek diyalog ve oyunların örneklerini bulacaksın.
  Bu kitapta, karanlık ile ışığın birbiriyle ilişki üzerinden savaşını ve bu karanlık yolu nasıl aydınlatacağımız anlatılıyor...
  Çünkü marifet, ne söylediğinde değil, nasıl söylediğindedir. Ne yaptığında değil, nasıl yaptığındadır.