Fizyoterapi ve Rehabilitasyonda Sonuç Ölçümleri

• Yayın Hakkında
• Özellikler
• Yorumlar
• İlave Dosyalar
• Satış/Tedarik

Kapat

---

  Değerli Meslektaşlarım ve Sevgili Öğrenciler; Fizyoterapi ve Rehabilitasyon kökleri çok eskiye dayanan bir bilim dalıdır. Hipokrat ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon mesleğinin temellerinin atıldığı düşünülmektedir. Ardından birçok farklı bilim insanı Fizyoterapi ve Rehabilitasyon mesleğinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Özellikle 19 yüzyılda yaşanan poliomyelit salgını sonucunda Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bilimi ilerleme kaydetmiştir. Buna ilaveten 1 Dünya Savaşı sonrasında yaralıların rehabilitasyon süreci de bu biliminin gelişimine katkıda bulunmuştur. Ülkemizde ise Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bilimi ilk olarak 1965 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu ile başlamış halen 100' ün üzerinde devlet ve vakıf üniversitesi ile Fizyoterapist yetiştirilmeye devam edilmektedir. Günümüzde lisans eğitiminin yanında yüksek lisans ve doktora eğitimi veren enstitülerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bu eğitimler sonucunda uzman fizyoterapistler, doktor fizyoterapistler ve öğretim üyeleri yetiştirilmektedir. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon alanında lisansüstü eğitimlere ilaveten birçok farklı araştırma yapılmaktadır. Alanımızdaki gelişmelere paralel olarak gün geçtikçe yeni araştırma alanlarının açığa çıkmasıyla farklı ve güncel araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle genç araştırmacılar ile yaptığımız görüşmeler sonucunda yeni araştırmaların planlanmasında yaşadıkları zorlukları en aza indirmek için bu kitabı hazırlamaya kararı verdik. Bir araştırma planlanırken hipotez belirlendikten sonra araştırmada hangi sonuç ölçümlerinin kullanılacağının tercihi önemlidir. Bir sonuç ölçümünün Türkçe araştırmalarda veya Türk dilinde kullanılması için geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasının yapılması en önemli kriterdir. Türkçe versiyonu yapılmayan sonuç ölçümleri ülkemizde yapılan çalışmalarda kullanılamaz. Hangi sonuç ölçümünün hangi araştırmada kullanılacağının bilinmemesi özellikle genç araştırmacıların yaşadığı en büyük sorunlardandır.