Türkiye Arnavutluk İlişkilerinde Kimlik ve Söylem

• Yayın Hakkında
• Özellikler
• Yorumlar
• İlave Dosyalar
• Satış/Tedarik

Kapat

---

  Türkiye'nin dış politikasında önemli eksikliklerden biri, tarihsel olarak yakın olduğumuz coğrafyalar ve kültürler üzerindeki akademik çalışmaların yeterli olmamasıdır. Yakın zamanlara kadar önemli bir eksiklik olan bu durumun, son yıllarda yapılan çalışmalarla kapatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Elinizdeki bu çalışma Türkiye-Arnavutluk ilişkileri üzerine yapılan ve yapılacak olan çalışmaları zenginleştirecek niteliktedir. Kitap; Türkiye ve Arnavutluk ilişkilerini inşacı yaklaşım çerçevesinde kimliklerin, kültürlerin, söylemlerin ve karşılıklı imgelerin iki ülke ilişkilerine etkisini ortaya koyarak, iki ülkenin dış politikalarının etkilendiği unsurları incelemekte; karşılıklı ilişkilerin şekillenmesinde 'ötekilik' söyleminin etkisini örnek olaylar üzerinden yorumlamaktadır.
  
  Kitap, tarihsel ve kültürel olarak birçok konuda ortaklığı bulunan Arnavutluk ile Türkiye'nin karşılıklı algılarını ve nedenlerini analiz etmektedir. Özellikle iki ülkenin birbirlerini anlamaları ve sağlıklı yaklaşımlar geliştirebilmeleri için öncelikle iki devletin de kimlik inşa süreçlerinin ve bu inşa süreçlerine etki eden olayların irdelenmesi önem arz etmektedir. Nitekim kitap boyunca Tanzimat Fermanı'ndan bugüne her iki ülkede ulus kimliğinin nasıl inşa edildiği ve bu süreci etkileyen iç ve dış unsurların neler olduğu çalışma boyunca okuyucuya açık bir şekilde sunulmaktadır. Bu kitap, Türk dış politikası için her zaman doğal bir müttefik olarak kabul edilen Arnavutluk'un Türkiye'ye yönelik politikasının anlaşılması ve ilişkilerin daha rasyonel bir temele oturtulması için neler yapılması gerektiği hakkında önemli önerilerde bulunmaktadır İnanıyorum ki bu kitap, Balkanlar üzerine yapılan akademik çalışmalara önemli bir katkı sunacaktır. Ayrıca bu çalışmanın Türkiye-Arnavutluk ilişkilerini anlamak isteyen öğrencilere, akademisyenlere ve konu ile ilgilenen herkese önemli bir referans kaynağı olacağını düşünüyorum.
  
  Prof. Dr. Şenol Durgun